31 Ocak 2010 Pazar

Öğrenilir Mi Hayat?


30 yaşımı merak ediyorum en çok,
Yolun yarısı gibi gördüğüm,
Görünce yola nasıl bakacağım!
Neleri unuta(maya)cağım,
Neler yaralayacak,
Neler kanatacak daha,
Attığım taşlar sıçrayıp ne zaman dönecek bana!
Çok biriktiler biliyorum,
Kısacık ömürde,bu kadar kalp kırılır mı?
Sızılarım değişecek mi yoksa yıllanacak mı?
Güzelleşecek mi, acıtacak mı?
Yalnız görüyorum kendimi,
garip bir yalnızlık..
Tek dostum yüreğimde ki hüzün,
En çok inandığım yanım..
Aşk mı uslandıracak beni,
Oysa aşk mecnun eyleyendi..
Usla işi neydi?
Akıl bu yolda kimin efendisiydi?
Aşk diyor hüznüm,
Aşk!..
Aşk yakar,
Aşk insan yapar diyor..
Kelimeleri süslemek değil ki hüner..
Asıl mesele beğenilmek değil!
Kendime biçmeliyim kalıpları..
Açıkta kalacağım bak,
Üşüyeceğim ya da yanacak!..
İkiside cehennem değil mi?
Bir şeyi unuttuğumda, tamamlanacağım..
Eksik olan yanım "Ben" ,
Herşeyimle küçücük iken..
Unutabilirsem "Sen"

Şafak GÖKDAĞ
~türabi~



9 yorum:

  1. Esselamü aleyküm..
    Canım çok güzeldi emeğine sağlık, bir görünüp bir kayboluyorsun.
    Daha çok görmek istiyorum seni ve güzel paylaşımlarını..)
    Baki sevgi ve saygılarımla..

    YanıtlaSil
  2. İHTİYAR BALIKÇI


    İhtiyar balıkçı, Karayibler'de 85 gün olta salladıktan
    ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp
    "büyük balık"ı yakalar.

    Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden
    yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan
    kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik
    edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala
    dev balığın iskeleti kalmıştır.

    Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken
    "Beni adamakıllı yendiler... Hem de ne yeniş." diye
    geçirir içinden. Sonra silkinir ve yüksek sesle şunu söyler:
    "Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, o kadar..."

    Hayat yolculuğumuz da öyle değil midir?
    Kimi için güzel bir kadındır "büyük balık", kimi için
    zengin bir damat... İyi bir hayat... Hayırlı evlat...
    Ya da müstakil ev, son model araba, sınırsız servet...

    Kimi, "büyük balık"ı hiç göremeden ölür. Kimi, bir kez
    tuttu mu, bir daha açılmaz hiç... Onunla gömülür.

    Kimi ise; yaşam denilen, şakaya gelmez deryanın dalgalarında
    yalpalana yalpalana arar büyük balığı bir ömür boyu...

    Açıldıkça bulma şansıyla birlikte artar, yitirme ihtimali...
    Zor bulanlar, çabuk yitirir bazen...
    Acımasızca yağmalanır ve sonuçta elde bir kılçıkla kalakalırlar.

    Yenilgi değildir onlarınki aslında...
    Olsa olsa biraz fazla açılmışlardır.

    Ama insanlık, kısmen de, onların fazla açılması sayesinde ilerler.

    ***

    Ünlü romanın esin kaynağı olan Kübalı balıkçı Gregorio
    Fuentes 104 yaşında ölmüştü.

    "Ensesinde derin kırışıklıklar olan sıska adam,"
    Küba'da dünyaya veda etmeden önce, Ankara'da hafızama
    son bir ağ atıp geçmişti.

    Bir şişe rom karşılığı çektirdiği son fotoğraflarına
    bakarken, "Keşke bu fırtınalı yolculuğun sonunda
    hepimiz aynı şeyi yüksek sesle söyleyebilsek"
    dedim kendi kendime:
    "Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, o kadar..."



    Can Dündar
    selam ve dua ile şafaknur kardeşim yüreğine sağlık sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Şafağım, 30 yaşını merak etmen için erken değil mi?
    İnan ki hayat 30 undan sonra başkalaşıyor. Bütün hayallerinin üzerine bir asma kilit vuruluyor.
    Aşk ise bir muamma. Varlığından emin iken sonrasında kaybolduğunu görüyorsun.
    Eksik olan hiç bi zaman tamamlanamıyor sevgili Şafak.

    YanıtlaSil
  4. Merak etmeyin, Allah ömür verirse inşallah, o günleri de göreceksiniz. 30 yaş, bir insanın en hızlı bir yaşama dönemidir. Çok hızlı yaşarsınız. İnsanın en çok acı çektiği yaş dönemi 40 ile 50 yaş arası dönemi, ondan sonraki dönemi de yaşayınca haber veririm. Demek ki, hayat öğreniliyormuş...

    Bu güzel paylaşımınız için teşekkür ederim.
    En güzele emanet olunuz ve sağlıcakla kalınız.

    YanıtlaSil
  5. Gönlüne sağlık kardeşiim allah hayırlı uuzn ömürler versin muhabbetle :-)

    YanıtlaSil
  6. Dönüşün möhteşem olmuş kardeşş :))
    güzel şiir, yüreğine sağlık..

    /bu arada blogcu yine arıza yaptı, yeni bişey ekledim ama şuan panelime giremediğimden yorumlarını cevaplayıp onaylayamadım :S bir de şuan kulüpteyim evdeki pc hastalandı =) anlayacağın arıza arıza üstüne (:/

    YanıtlaSil
  7. Evdeki pcyi açtım ama hemen kapaticiim =) ne olur ne olmaz, sonra patlar matlar..beni de uçurur :P o yüzden yorumlarını onayladım sadece. Teşekkür ederim, döndüğüne sevindiğimi bi kere daha haykıriyim :)))
    muhabbetle, hoşça kalasın daim..

    YanıtlaSil
  8. "Asıl mesele beğenilmek değil!
    Kendime biçmeliyim kalıpları..
    Açıkta kalacağım bak,
    Üşüyeceğim ya da yanacak!..
    ikisi de cehennem değil mi?..."

    diyecek bir şey bulamadım...satırlar o kadar içtendi ki yüreğime dokundu desem yeridir:(
    yüreğiniz dert değmesin hiç, gönül pencerenize hep umut kuşları konsun inşaAllah...

    selam ve dua ile Sevgili Şafak Kardeşim...

    YanıtlaSil
  9. Merhaba...
    Uzun zamandır sayfanıza uğruyorum. Yüreğinizden geçenleri çok güzel ifade ediyorsunuz. Kaleme aldığınız ya da aktardığınız her yazı çok güzel. Garip bir huzur veriyor. Belki de hüznü seven yanımız bizi buraya çekiyor...

    YanıtlaSil