28 Kasım 2009 Cumartesi

Aynayı Görebilen Var mı?



Kendini görebilen var mı?

Kimseyi değil!..
Kendini?!.

.

Beni ıssız bir adada bir başıma bıraksalar şimdi,

Sadece ayna istiyorum yanıma..

Düşüncelerim(in ıssızlığı) elime ayağıma dolaşıyor buralarda.

Oysa ben yola çıktım, heybem boş mu dolu mu bilmeden?

Azık koymuş muydu ki annem?

Ben yola çıkıyorum, elimde ne var bihaber,sarmış türlü düşünceler..

Kalabalıkmış yollar meğer..

Öyle kalabalık bir masiva var ki, görüş mesafesi sıfır..

Biliyorum!

Kendim oradayım,tam karşı/m/da..

Göremiyorum!..

Aah kalbim, gözlerimmişsin meğer sen!

Hem kalabalık, hem karanlık..

Aynada kendini görebilen var mı?
Peki ya aynayı?!.


Şafak GÖKDAĞ

21 Kasım 2009 Cumartesi

Sarı Ölümler Üzerine Serpildi Gri Ayrılıklar


Sarı ölümler üzerine, serpildi gri ayrılıklar..

Ümit gemisindeydi seferin..

"Göğe dayalı bir merdiven"

Ya da çöle düşmüş kafile..

~ ♣ ~

Kalabalık yalnızlıklar içinde..

Varsa, yağmurlarla yarışmalı illa!

Kim daha çok dökecek katreleri?

Sen, yine de söyle nağmeni,

~ ♣ ~

Yaprakları dağılmış gül misali,

Hepimizin bir yanı.

Yüzlerde tebessüm, çağa inat.

Gizlenir hüzün, ki değerlidir.

~ ♣ ~

Kim daha hızlı?

Bir yaprak mı, yoksa sen mi?..


~Şafak GÖKDAĞ~

14 Kasım 2009 Cumartesi

Dokunmasın Kirli Aydınlıklar Karanlığına



Karanlığın içinde narı nur bilip avunanlar mı zavallı;

karanlıkta nuru arayanlar mı gayretkeş?!

Bilmek mi acı veriyor, yoksa bilmeden yürümek mi?


•••


Kapansın ışıklar!

Sahte değiller mi zaten?..

Kalmalıyım karanlıkta, vurmasınlar yüzüme sahteliği/mi..

Kapansın ki en koyu halinle göreyim seni ey gece!..

Dokunmasın kirli aydınlıklar karanlığına..

En bakir siyahlığınla doğ gönlüme!

Öyle doğ ki sana zıtlığımla göreyim pür-kusur halimi..

Ey aşıkların gündüzü!

Neden yanlış anlattılar seni bana, neden korkuttular senden daha küçük bir kızken?

Neden yalancı bir ışıkla söndürdük seni her gelişinde?

Ay ışığından korktuk biz..

Çekiverdik perdeleri, sahte ışıklar şeffaflaştırmasın kirli yüzlerimizi diye..

Ya da karanlığın korkuttu senden daha kara ruhlarımızı?..

Anlatmandan korktuk herşeyi, ya bilirsek olanları?

Süslüyoruz bak sahte ışıkları..

Lüks avizeler icat ettiler!

Seni söndürmeye çalışıyorlar ey gece!


•••


Işığını yakmanı bekliyorum ey gece..
Senden sonra doğmayı bekliyorum..
Şimdi öyle bir doğ ki;
"Şafaklar gecenin en koyu anında sökün etsin."
Şafak GÖKDAĞ

Terkedilmiş Evlere Terkediliyor Cesedim



Kalbim sıkışıyor anne!..

Kuyulara atılıyorum her gün.

Bazen çöplüklere!..

Terkedilmiş evlere terkediliyor bazense cesedim..

Asrın kapanında avladılar beni anne...

Ateşte yanıyorum hergün, "alevleri göklere yükselmiş"

Kimse ateşe koşmuyor mu artık bizi kurtarmaya?

Neden ölüyor çocuklar bu ateşte..

Avucumuzda ki renkli hapları şeker mi sandık biz,kapatınca gözlerimizi geçecek miydi herşey..

Bu oyunda pahalı silahlarım yoktu benim anne, kıydılar masum yüzüme..

Savunmasız bir miniğe şimdi nerede kıyıyor bir acımasız?

Kimse düşünmüyor mu bizi anne?!

Açılımını yapsınlar hadi bu yangının..

Yanıyorum anne..

YANIYORUM!..


"Özgür" esirler kıydılar canıma!..

Çağdaşlık buymuş demek?

Ayakları prangalı, gözleri kör, kulakları sağır olup liğme liğme ettiler beni..

Kalpleri ne halde onların anne, kalpleri nerede?

Bana kıyanlar mı zalim, onları zalim edenler mi?

Dualarında saklanayım anne, kimse bulamasın beni orada!..

Dua et anne, dua et..

Verme beni onlara..

Her gün öldürüyorlar beni anne..

Her gün!..


Şafak GÖKDAG


Yükleyen divane_m.